İçeriğe geç

Düşüncemin Kokusu

Her şey  düzen içinde bir ölçü ve olması gereken ahlâk…

EHTorchlight07019

Rachid Taha & Kirstie Hawkshaw- Valencia

Ne kadar kendimden uzaklaşmak istesem,
Geri dönecek tâkati ruhumda bir türlü bulamam.
Pek zor gelirim kendime.
Nedeni, ben mi yoksa uykuya dalarken,
Kulağıma fısıldanan kelimeler mi?
Bir yastık kadar yakın ölüm yahut hepten ölüyüz.
Belki de hiç yaşamadık ki?
Kâbih deme! Söylenecek o kadar çok şey varken…

Elini tuttuğumuz kadınlar değişti,
Yaşadığımız şehirlerde öyle.
Güneş batarken eve gelen babanı hiç kravatla görmedin,
Artık kravatıyla duvarda asılı, güneşin doğmasını bekliyor.
Bu arada gemiye gelen güvercin sevseydi zeytini,
Eminin eli boş gelirdi ya da hâlâ beklerdik zevkini.
Saçlarının rengi de değişti,
Ve şimdi de moralin…
Düşüncelerin demir gibi ağır, saydam ve arkası görünüyor
Herkesin buyur edemeyeceği bir koku,
Kafanın içi tarçın kokuyor.

Pişmiş toprak kapların içine koyun kalbimi,
Sonra bir yanardağın bacasından atın içeri,
Hiç gitmediğim yerlerde rüyalarımı görmeye,
Eski olan her şeyi özlemeye ve en önemlisi de,
Tarçın koklamaya devam edebilir miyim?
Özgürlüğün verdiği coşku ile
Yalnızlığın korkusu dövüşedursun,
Merhametin dizleri titresin, şefkatin ise ödü kopsun,
Gel, biz fotoğrafları olmayan, unutulmuş,
Zorla âşık olmuş ve huzurla dolmuş,
Bahar mevsiminde doğmuş insanları düşünelim.

Dedenden geri geçmişini, küfür edilince değil,
Onların ruhlarına dokunarak hatırla ki,
Hakikat için tarçının kokusunun yanında
Birazda ev ekmeği, hikmet için katık olsun.
Mesela, hayvanlarına iyi davranır, pek çok söverlerdi,
Topraktan alır, kuyuya gömerlerdi.
Kapılarını kilitlemez, misafirliğe giderlerdi.
Ne rasyonel ne de empristti onlar,
Sadece pek güzel ekmek ederlerdi.
Volkan patlamak üzere, yüreğim iki kez yanacak.
Biraz tarçın kokusu; ekmek, geçmişini anacak,
Gök gürleyecek, sağanak bir yağmur yağacak,
İkisinden geriye, safi akıl kalacak.